Kıbrıs’ın 2026’da Schengen’e girmesi çok olası değil

Kıbrıs Araştırmacı Habercilik Ağı (CIReN), Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 2026’da Schengen Bölgesi’ne katılma planını inceledi. Süreç sadece teknik hedeflere ulaşmaktan mı oluşuyor, yoksa Kıbrıs’ın “özel durumu,” henüz ele alınmamış siyasi boyutlara mı sahip? CIReN bu konuda bir doğruluk kontrolü yaptı ve sonucu açıkladı.

İddia

“Teknik açıdan, 2025 sonuna kadar muazzam bir çaba söz konusu — hedefimiz bu. Bir devlet olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 2026’da Schengen Bölgesi’ne katılması için gereken her şeyi tamamlamış olacağız.”

Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in açıklaması, Mayıs 2025

Gerçekler

2004 yılında Avrupa Birliği’ne giren Kıbrıs Cumhuriyeti, yasal olarak, Schengen Bölgesi’ne katılmakla yükümlüdür. Kıbrıs, günümüzde, Birleşik Krallık ile “sert” bir sınır oluşturmaktan kaçınmak için Schengen Bölgesi’ne katılmamayı seçen İrlanda dışında, Schengen dışında olan tek AB üye devletidir.

Kıbrıs, Schengen Bölgesi’ne katılım başvurusunu Eylül 2019’da resmen sundu. Temmuz 2023’te, ada, üye devletlerin güvenlik ve sınır kontrol uyarılarını gerçek zamanlı olarak paylaşmasına olanak tanıyan Schengen Bilgi Sistemi’ne katıldı. 2024’te Avrupa Komisyonu, Kıbrıs’ın kaydettiği ilerlemeyi kabul ederken, “özel koşullarını dikkate aldığını” not etti.

Mayıs ayında, Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides, kesin bir dille, Kıbrıs’ın 2026’da Schengen bölgesine katılacağını ve tüm teknik gerekliliklerin hükümet tarafından 2025’in sonuna kadar karşılanacağını belirtti.

CIReN, konuyu teyit etmek için Avrupa Komisyonu’na ulaştı ve sözcü Fiorella Boigner’den, “Kıbrıs’ın Schengen Bölgesi’ne tam katılımının, adanın özel durumu dikkate alınarak gerekli güvencelerle birlikte gerçekleşmesi gerektiği” yönünde bir yanıt aldı. Boigner’e göre buna, “Schengen Bölgesi’nin en yüksek güvenlik standartlarına uyum” da dahil.

Eçiş noktası Metehan. Foto: CIReN

“Özel Durum”

“Özel” koşullara tekrar tekrar yapılan atıf, adanın fiili siyasi bölünmüşlüğünün, Schengen Bölgesi sınır kontrol gerekliliklerine ilişkin yükümlülükleri karmaşık hale getirdiğini göstermektedir.

Nisan ayında, AB İçişleri Komiseri Magnus Brunner, Kıbrıslı Rum AP Milletvekili Michalis Hadjipantelas’a, “Kıbrıs’ın Schengen Bölgesi’ne entegrasyonunun, adanın özel durumuna ve 10. Protokol uyarınca uygulanabilir çerçeveye riayet etmeyi gerektirdiğini” söyledi. 10. Protokol, Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin etkin kontrolü altında olmayan bölgelerde (yani adanın kuzey kesiminde) AB hukukunun uygulanmasını askıya alan ve Kıbrıs’ın AB Katılım Anlaşması’nın bir parçası olan mevzuattır.

Brunner, “Komisyonun, Yeşil Hat da dahil olmak üzere, bunun [Schengen Bölgesi’ne entegrasyonun] nasıl gerçekleştirilebileceği konusunda Kıbrıs ile diyaloğa girmeye hazır olduğunu” vurguladı.

Brunner’in açıklaması, Nisan ayı itibarıyla Kıbrıs’ın Yeşil Hat ile ilgili Schengen yükümlülüklerinin nasıl uygulanacağı konusunda Avrupa Komisyonu ile herhangi bir diyalog başlatmamış olduğunu ortaya koyuyor.

Yeşil Hat, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin fiili kontrolü altında olan güney ile AB hukukunun askıya alınmış olduğu kuzey arasındaki, Kıbrıs’ı bölen ve Birleşmiş Milletler kontrolünde olan tampon bölgedir. Yeşil Hat boyunca iki taraf arasında geçişlere izin veren 9 kontrol noktası vardır. Ancak Yeşil Hat, bir dış AB sınırı değildir. 10. Protokol, Avrupa Birliği Konseyi’ne, AB hukukunun bölünme hattı boyunca nasıl uygulanacağını belirleme yetkisi verir. Bu amaçla, Konsey, Nisan 2004’te, malların ve kişilerin Yeşil Hat boyunca kontrollü hareketi için yasal çerçeveyi oluşturan Yeşil Hat Tüzüğü’nü kabul etmiştir.

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği bünyesinde bu konuda henüz resmi bir tartışmanın başlayıp başlamadığını anlamak için CIReN, hem iktidar hem de muhalefetten parti liderleriyle temasa geçti. Söz konusu parti liderleri, mecliste temsil edilen partilerin liderlerinden oluşan ve Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan danışma organı Ulusal Konsey toplantılarına düzenli olarak katılıyor.

Muhalefet partisi AKEL’in lideri Stefanos Stefanou, CIReN’e “Ulusal Konsey’e katıldığım 2021 yılından bu yana böyle bir tartışma yaşanmadı” dedi. Bu ifade, iktidardaki DEPA lideri Marios Karoyan tarafından doğrulandı. Karoyan, CIReN’e “partimize yalnızca hükümetle yapılan ikili toplantılar sırasında Schengen’e katılım yönünde ilerlendiği yönünde brifing verildi” dedi.

Bu arada uzmanlar, Kıbrıs’ın “özel durum”unun yarattığı komplikasyon hakkında önemli endişeler dile getiriyorlar.

Tüm Schengen Bölgesi ülkeleri, dış sınırlarının etkin gözetim ve kontrolünden sorumludur. Kıbrıs’ın bu yükümlülüğü yerine getirmesi için Yeşil Hat ile ilgili özel bir muafiyet veya yasal düzenleme gerekebilir – özellikle de Schengen müktesebatının temel hükümleri için. Böyle bir muafiyet veya formül, 29 Schengen Üye Devletinin tümünün oybirliğini gerektirecektir.

Ek olarak, Yeşil Hat Tüzüğü açıkça “sınır kontrollerini” yasakladığından, Schengen gereklilikleri ile uyumlu bir operasyonel istisna getirmek için Yeşil Hat Tüzüğü’nün revize edilmesi gerekebilir. Bu tür bir değişiklik için, Avrupa Komisyonu’nun teklifi ve Konsey’in nitelikli çoğunlukla onayı gerekir.

Şu anda, Yeşil Hat’tan geçişler, Yeşil Hat Tüzüğü tarafından öngörüldüğü gibi basit ve sınır kontrolü kapsamına girmeyen kimlik kontrollerini içeriyor. Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından verilen resmi belgeler, veya Kıbrıslı kimliklerini doğrulayan – ayrılıkçı Kıbrıs Türk devleti tarafından verilen belgeler dahil – alternatif belgeler kullanarak Yeşil Hat’tan geçebiliyorlar.

CIReN tarafından elde edilen verilere göre, adada doğan 168.000 Kıbrıslı Türk’ten yaklaşık 130.000’i Kıbrıs Cumhuriyeti kimlik belgesine sahiptir. Bu da yaklaşık 38.000 kişinin yalnızca kuzeydeki yönetimin belgelerine sahip olduğu anlamına geliyor. Tahmini olarak 70.000 kişi ise, karma evliliklerden oluşan ailelerinin bireyleridir ve bu da daha fazla karışıklığa yol açmaktadır. Eğer Kıbrıs Cumhuriyeti dış bir Schengen sınırı haline getirilirse, bu, 100.000’den fazla Kıbrıslının hayatını etkileyecektir.

Ayrıca, Schengen düzeyinde kontrollerin uygulanması, geçişlerde kişi başına işlem süresini artıracak ve özellikle Kıbrıslıların bireysel ihtiyaçları, iki toplumlu işbirliği, iş ve okul için seyahat ettiği yoğun saatlerde daha uzun kuyruklara neden olacak. Araç geçişleri için bütünlüklü denetimler de gerekli olabilir. Bu ek gereksinimler, mevcut altyapının genişletilmesini, farklı seyahat kategorileri için ayrı şeritlerin oluşturulmasını, personel sayısının artırılmasını ve yeni geçiş noktalarının açılmasını gerektirebilir.

Tüm bunlara ek olarak, Schengen yükümlülükleri, Üye Devletlerin yasadışı sınır geçişlerini önlemesini ve tespit etmesini, iltica başvurularını işleme koymasını ve düzensiz göçmenleri geri göndermesini gerektirmektedir. Kıbrıs’ta, adanın kuzey kesiminden kaynaklanan düzensiz göçmenlerin 180 kilometrelik Yeşil Hat üzerinden kontrolsüz hareketi önemli bir operasyonel ve siyasi zorluk oluşturmaktadır.

Örneğin, Mayıs 2024’te Kıbrıs Cumhuriyeti yetkilileri, kuzeyden geçmeye çalışan 35’i çocuk olmak üzere 142 sığınmacının başvurusunu reddetti ve bu kişiler aylarca tampon bölgede mahsur kaldı. BM Genel Sekreteri, sığınma prosedürlerine göçmenlerin erişimini reddettiği için Kıbrıs’ı alenen eleştirdi. Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü sözcüsü Aleem Siddique, CIReN’e, Schengen yükümlülükleri ve gözetim bağlamında Yeşil Hat ile ilgili konuları “öncelikle Kıbrıs Cumhuriyeti ve AB’nin yanıtlaması gerektiğini” söyledi.

Siddique, “Bu konuda şimdiye kadar UNFICYP ile resmi bir istişare yapılmadı” dedi ve “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kontrol noktalarının ve tüm göç denetimlerinin yönetilmesinden sorumlu olduğunu” vurguladı.

Karar: Yanıltıcı

Başkan Christodoulides’in Kıbrıs’ın 2026’da Schengen Bölgesi’ne katılacağı yönündeki iddiası yanıltıcıdır.

Neden?

Teknik Hazırlık

Kıbrıs son iki yılda ilerleme kaydetmiş ve yakın zamanda çabalarını hızlandırmış olsa da, ilk tam Schengen değerlendirmesi hala devam etmektedir ve özellikle dış sınır kontrolü, iade prosedürleri ve vize verilmesiyle ilgili önemli öneriler henüz uygulanmış değildir.

Değerlendirme Hala Devam Ediyor

Ek doğrulama misyonları ve yerinde kontrollerin yapılması gerekmektedir. Komisyonun yıl sonuna kadar Kıbrıs’ın uyumunu teyit etmek için bir Schengen Değerlendirme Raporu yayınlayacağına dair bir belirti yoktur.

Yasal ve Siyasi Karmaşıklık

Yeşil Hat’ı, önemli siyasi ve yasal sonuçları tetiklemeden Schengen standardında bir dış sınıra dönüştürme konusu henüz hükümet tarafından ele alınmamıştır.

29 Schengen Üyesinin Oybirliği Gerekli

Kıbrıs tüm teknik gereklilikleri tamamlasa bile, Schengen’e tam katılımı tüm 29 Schengen üye devletinin oy birliğini gerektirmektedir. Bu adımların atılacağı kesin değildir.

Sonuç:

Schengen’e katılım, teknik hazırlıkların tamamlanması, yasal düzenlemeler ve siyasi fikir birliği gerektirmektedir— bunların hepsi henüz beklemededir.

Haziran 2025 itibarıyla sınır ve Yeşil Hat konularında devam eden bir diyalog belirtisi yoktur. Bu da, Cumhurbaşkanı’nın, Kıbrıs’ın hazırlığını abartan ve ciddi çözülmemiş yasal ve siyasi zorlukları küçümseyen açıklamasını yanıltıcı kılmaktadır. 

Bu proje, Avrupa Medya ve Bilgi Fonu (EMIF) tarafından desteklenmektedir. Avrupa Medya ve Bilgi Fonu tarafından desteklenen herhangi bir içeriğin tek sorumluluğu yazarlara aittir ve EMIF ve Fon Ortakları, Calouste Gulbenkian Vakfı ile Avrupa Üniversite Enstitüsü’nün pozisyonlarını yansıtmayabilir.